Yıl 1989, Ankara'da SSK Genel Müdürlüğü'nde çalışıyordum. Danışmadan “ziyeretçin var, gönderiyoruz” dediler. Kucağında bebeğiyle genç bir Anadolu kadını geldi. Çok heyecanlıydı: “Abi kocam inşaatta çalışıyordu, inşaattan düştü ve öldü “ dedi ve başladı ağlamaya, gözyaşlarını tutamadan anlatmaya devam ediyordu:
“- Bana aylık bağlanması için beyimin 5 yıl çalışması lazımmış! Aslında 5 yıldan da çok çalışması vardı. İnşaat işçisi olduğundan kışın çalışamıyordu, yazları çalışabiliyordu. Patronları da primlerini eksik yatırmışlar. Bunda benim suçum ne?! Ölmeseydi çalışacaktı! Şimdi bana ve bebeğime kim bakacak? Bebeğimle de çalışamam. Bizim ora köylük yeri iş falan da yok! Ne olur abi yardımcı olun. Sırf bunun için geldim Kastamonu' dan.”
İçimden “eyvah!” dedim, “sosyal güvenliğin ihmal edilmesinden doğan bir trajik mağduriyet olayı daha”. Dosyasını ve yasaları tekrar inceledim 1800 gün prim ödemeliydi.1799 günü olsa dahi aylık alamayacaktı, kocası 1700 gün prim ödemişti,100 günü yatmamış, yani 3 ay 10 günü eksikti. Primini yatırmayan işverenlerin birisi iflasını ilan etmiş, diğeri de zaman aşımına uğradığından dava açılamıyordu.
İşin üzücü yanı, rahmetli geçim sıkıntısı çektiğinden üçbeş kuruş fazla nakit alabilmek için, patronuna “sigorta yapma abi, sigorta parasının yarısını bana ver gerekirse kağıt imzalıyayım” demiş. Mevsimlik işçi çalıştıran işveren de sakınca görmemiş. Bu teklifin, yani sigortasız çalışmanın bedelini birkaç yıl sonra hanımı ağır bir şekilde sosyal güvencesiz kalarak ödüyordu.
Gün boyu yaptığım araştırmada tüm yasaları, hatta kanun boşluklarını, genelgeleri gözden geçirdim, verilmiş mahkeme kararlarını da araştırttım, maalesef aylık bağlatamadım.
Bunu açıklamaya çalışırken hanımın ümitleri tükenmiş ve gözyaşları çoğalmıştı.
Ne zaman ki, yıllarını sosyal güvencesiz geçirdiginden, hatta sigortasız işlerde çalıştığından mağdur olan , emekli olamayan, yaşı ilerleyince de çalışamıyan bir kişiyle karşılaşsam, Kastamonulu bu hanımın gözyaşlarını hiç, ama hiç unutamam.
Gerek Türkiye'de gerekse yurtdışında en çok yapılan sosyal güvenlik yanlışlıklarından ilki ve en önemlisi:
1- Sigortasız işlerde çalışmak ve yılları sosyal güvencesiz geçirmektir
Yaşamın nasıl akıp gideceği, sosyal hayatta ne gibi sosyal risklerle karşılaşılacağı hiç bilinmez. Bu durumlarda sosyal güvenliğimizden yararlanmak için, gençken sosyal güvenlik kurumlarının kapsamında sigortalı olarak çalışmamız gereklidir.
Kanada'da bir çok yurttaşımız sigortasız işlerde çalışmakta veya bu tür işleri tercih etmektedir. Ya da, iş bulamadıklarından bu şekilde çalışmak zorunda kalmaktadır. Kastamonulu hanımın durumu , sosyal güvencesiz çalışanlara trajik bir ibret örneği olmalıdır.
2- CPP ( Canada Pension Plan)' ye prim öderken Türkiye'de de sigortalı olmak
Yurttaşlarımızdan bazıları, çifte emekli olabilmek için, ya da Türkiye'de daha erken emekli olmak için, veya ileride Türkiye'ye kesin dönüş yapabilirim düşüncesiyle; Kanada'da sigortalı çalışırken, Türkiye'ye gittiklerinde SSK veya Bağ Kur'un isteğe bağlı sigortalısı, tarım işçisi, yahut özel bir şirkette kendilerini sigortalı göstermişlerdir. Ve Kanada'ya döndükleri halde bu sigortalılıklarını sürdürmüşlerdir.Böylece hizmet çakışması oluşturmuşlardır.
Bu durum, SSK ve Bağ-Kur yasalarına aykırıdır. Ayrıca Kanada ile Türkiye arasındaki Sosyal Güvenlik Anlaşmasının ”Daimi ikamet ettiği ülkenin mevzuatına tabidir“ hükmüne de aykırıdır.
Diğer taraftan, Kanada'da ikamet ederken Türkiye'de sigortalı gösterilenlerin Kanada ikametleri, Kanada'da ikamet olarak sayılmayacaktır. Bu durum ileride ‘Old Age Security'den aylık almalarını geciktirecek veya aylığını düşürecektir.
Kanada'da sigortalı çalıştığı belirtilseydi, bu kurumlar sigorta başvurularını kabul etmeyeceklerdi.
Ayrıca realite olarak da aynı kişinin, aynı anda, iki ülkenin sosyal güvenlik kurumu kapsamında çalışması mümkün değildir. Bu durum ileride anlaşılacak (şu anda da anlaşılmaya başlanılmıştır) ve Kanada ile Türkiye hizmetlerinden çakışan Türkiye kısmı iptal olacaktır.
“Türkiye veya Kanada merciileri aynı anda iki ülkede de sigortalı oldugumu nereden bilecek ki ?” iddiasında bulunanlara sık sık açıklıyorum:
A- Türkiye'de giderek yaygınlaşan T.C.Kimlik Numarası; resmi dairelerde tüm işlemler bu numara üzerinden yapılacak ve tüm bilgiler aynen Kanada SIN no'sunda olduğu gibi bu numarada gözükecektir.
B- Kanada -Türkiye giriş ve çıkışlarınız, iki ülkenin havaalanı gümrük bilgisayarlarında gözükmektedir.
C- Kanada ile Türkiye sosyal güvenlik anlaşması yaptıklarından, ileride kendi aralarında mutabakat sağlama veya bilgi aktarımı yapacaklardır.
3- SSK veya Bağ-Kur'dan emekli maaşı alırken yurtdışında sigortalı çalışmaya başlanıldığında sosyal güvenlik kurumlarına bilgi verilmemesi
Türkiye'den, SSK ve Bağ-Kur'dan emekli işlemi yapılırken, tekrar işe girildiğinde Sosyal Güvenlik kurumununa haber verilecek şeklinde taahütname imzalıyorsunuz. ‘Sigortalı' ve ‘Emekli' kavramları yasalarımıza göre zıt kavramlardır.
Türkiye'den emekli maaşı alırken, yurtdışında sigortalı çalışılması halinde emeklilik kurumuna bilgi vermek zorunluluktur. Kurumlar, yeniden çalışma sürecinde emekli maaşı ödemeyecektir. Yani maaş ödemeyi durduracaktır ( emekliliği iptal değildir) işten ayrılındığında tekrar emekli maaşı alınabilecektir.
Çalışıldığı halde kurumlara bilgi verilmediğinde, kurum tekrar çalışıldığını öğrendiğinde, çalışılan sürede ödenen emekli maaşlarını faiziyle, gerekirse de haciz, icra ile geri alacaktır. Hatta aylığınız sözleşme aylığı ise emekliliğiniz iptal edilecektir.Yasal olanı emekli maaşı alırken çalışmamak veya çalışılıyorsa kurumları bilgilendirip emekli maaşını dondurmak ve ödemeyi durdurmaktır.
Öte yandan Kanada kurumları, ileride ‘CPP' ve ‘Old Age Security'den aylık bağladığını veya herhangi bir sebeple ödeme yada işlem yaptığını, T.C . vatandaşlarına ilişkin bilgiyi, iki ülkenin anlaşması gereğince Türkiye'deki sosyal güvenlik kurumuna aynen aktaracaktır.
Tüm yurttaşlarmızın yukarıdaki konulara dikkat etmesini önemle vurgular, sosyal güvenceli bir yaşam dilerim.
Nuri Sansarlıoğlu
Sosyal Güvenlik Danışmanı